İsrail’i yazmak, dönemler halinde İsrail’i yazmak, ezberletilmiş çaresizliğin nasıl olduğunu hatırlamaktır.
İsrail ile ilişkilerimiz dünden bugünlere, hep ‘Tehlikeli Bağımlılık’ olarak devam edegelmiştir. 
Kandan beslenen bir ejderhayı sadece suçlamak, görüldü ki, İslam Dünyası için çözüm olmayacaktır. 
Mehmet Akif;  “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın” diye dua etmişti. Merhum; yıllardır süregelen bu katliamları görseydi, İsrail tehlikesi karşısında, İslam Dünyası için acaba nasıl dua ederdi?
İslam Dünyası öncelikle bakış açısını değiştirmeli ve istikballe ilgili hep beraber hareket etmeyi başarabilmelidir. 
Lakin; birlikte ortak aklı uygulamak, İslam Dünyası için neredeyse imkansızı başarmakla eşdeğerdedir. Çünkü, İslam dünyasının ortak aklı bulması ve birlikte uygulama iradesi,  emperyalistlerin itina ile engellediği bir gerçektir. 
Daha da acısı; malum İslam Ülkelerinin, Emperyalizmin beş atlısı ile ortak hareket ederek kendi hükümranlıklarını ve lanet rejimlerini korumak için her zaman insanlığa ihanet etmeleridir. Bu ihanet, yıllar içerisinde öyle bir seviyeye gelmiştir ki; İsrail’in katlettiklerinin 99’unun sivil halk olmasına rağmen, vicdanları dumura uğramıştır.
Bebekleri, yaşlıları, savunmasız sivilleri katletmeyi ‘İsrail’in savunma hakkı’ olarak gören anlayış, her türlü vahşeti,  gözünü bile kırpmadan gerçekleştirmektedir... 
Zehirli gaz kullanarak sivilleri katleden bir İsrail ile karşı karşıyayız. 
Hastaneleri, camileri ve çocuk yuvalarını vuran bir terör devletiyle karşı karşıyayız... 
Savaşmanın bile bir şerefi ve hukuku varken, haysiyetsizce saldıran bir nefret ordusuyla karşı karşıyayız. 
Deniz sahilinde kendi halinde oynayan çocukları bilerek öldüren, masum çocukları bombalarla kasten parçalayan bu caniliği, hangi vicdan kabul edebilir? Bu katliamı yapanlar, insanlıktan nasibini almayanlardır
Kur’an-ı Kerim Maide suresi-32, diyor ki : “İsrailoğullarına; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur, hükmünü yazdık”.
Neml-76 : “Şüpheniz olmasın ki bu Kur’an, İsrail oğullarına, hakkında ihtilaf ettikleri pek çoğunu (yer yer, bölüm bölüm) anlatır”.
Bu anlamda İsrail, sadece Filistin için değil tüm dünya için bir tehlikedir.
Gazze’de sadece insanlar değil; insanlığın vicdanı da katledilmektedir. Çocukların ve sivillerin, 24 saat bombalanmalarının izahı mümkün değildir. Son 10 yılda, İsrail’in saldırılarında 15.000 çocuk katledilmiş, 50 bin çocuk da, yaralanmış ve/veya sakat kalmıştır. Ya, İsrail hapishanelerindeki çocukların sayısı ?
Düşünün, gözü dönmüş bir Siyonist kadın milletvekili  ‘Ayelet SHAKED’,  sadece çocukları öldürmenin yetmeyeceğini, bütün Filistinli anaların da öldürülmesi gerektiğini söylüyor Yeryüzünde böyle bir canlının varlığını düşünebiliyor musunuz?  Hitler’in bile ruhuna Fatiha okutur
Dikkat edeceğimiz en önemli nokta; İsrail planlı bir şekilde bütün düşmanlarını parçalıyor. Irak fiilen üçe bölündü. Şimdi aynı parçalama senaryosu Suriye’de oynanmaktadır. İsrail en çok korktuğu iki rakibini savaşmadan saf dışı bırakmıştır. Bu gerçeği gören malum diğerleri aynı akıbetten korktukları için, başlarını kuma gömerek krallıklarını devam ettireceklerini sanmaktadırlar. Bugünü atlatmanın dayanılmaz hafifliği ile, sıranın bir gün mutlaka kendilerine geleceğini düşünmemektedirler. 
Bir utanç vesikasıdır ki; kendi hatalarıyla her geçen gün biraz daha bölünen İslam dünyası, kendi kurtuluşu için Hristiyan dünyasının merhametine sığınmakta ve onlardan medet ummaktadır.
66 Yıllık İsrail devletini kuranların sicillerine dikkatle bakalım. Çoğu terörist saldırılarla, terör örgütleri kurarak, adam öldürerek, sabotajlar yaparak, gizli hücrelerde görev alarak yetişti. Sonra siyasetçi oldular, bakan, başbakan oldular. Barış elçisi, general, devlet başkanı oldular. Barış ödülleri aldılar. Ama terör zihniyeti hiç değişmedi. Devleti de bu mantıkla yönettiler. Dünya ile ilişkilerini de bu mantıkla yürüttüler. Sadece Filistin’de değil, dünya genelinde devlet terörünün her türünü uyguladılar.
Birleşmiş Milletler, bugüne kadar İsrail aleyhine,  terör ve katliamlar sebebiyle 280 civarında karar almıştır. Ancak, İsrail imtiyazlı bir devlettir. Hiçbir kurala bağlı değildir. Dünyada İsrail’e bu kararları uygulatacak hiç bir güç yoktur. 
Sebebi ise ; medeniyet anahtarını toprağa gömüp, üstünde zıplayan, günümüzün GDO’lu İSLAM DÜNYASIDIR
Gelecek sayıda buluşuncaya kadar, esenlikler diliyorum…