Oğuzlar Müslüman olunca başta Araplar olmak üzere onların Müslüman komşuları Oğuzlara Türkmen demeye başladılar. Bu kelime Anadolu’da tarih boyunca ve günümüze kadar konar-göçer veya yaylaklar-kışlaklar arasında hayvancılık yapan Oğuz Türkleri anlamına geldi. Aynı özellikleri taşıyan Antalya’nın batısından başlamak üzere Ege, İç Ege, Marmara ve Trakya’daki konar-göçer topluluklara ise Yörük denilmiştir. Türkmenlerin 24 boya ayrıldıklarını daha önce söylemiştik. Bunların hepsine ait Türkiye’de yer adları mevcuttur. Hele bazılarınınki pek çoktur. Ancak zaman içerisinde bu 24 boy kendi içlerinde çözülerek ve birbirleri ile birleşerek yeni Türkmen toplulukları meydana getirdiler. Bunlar da kendilerine yeni isimlerler aldılar. Türkiye’de ismi 24 Türkmen boyunun dışında en kalabalık Türkmen topluluğu güney Toroslardaki Varsaklar’dı. Bu isimde aralarında Ege Yörükleri de olmak üzere hala pek çok topluluk mevcuttur. Söğüt’ten Kaman’a ve Urfa’ya kadar Karakeçili aşireti ve asıl yurtları Binboğalar olup Islahiye’den Osmaniye’ye ve Konya’ya kadar iskan edilmiş Saçıkaralar da böyledirler. İran’da ise yine Anadolu’dan giden çok kalabalık bir Türkmen topluluğu olan Kaçarlar bu ülkeyi Nadir Şah Afşar’dan sonra ele geçirip 1920’ye kadar idare ettiler.
ANADOLU SELÇUKLULARI
Anadolu Selçuklu Devleti’nin Malazgirt’ten sonra hızla Anadolu’ya göç eden Oğuzlar veya Türkmenler tarafından kurulduğunu söylemiştik. Anadolu’ya Oğuzlarla beraber başta Kıpçaklar olmak üzere başka Türk toplulukları da gelmişti. Yine konar-göçer Oğuz aşiretleri ile birlikte aynı kökenden olup daha önceden şehirleşmiş olanlar da vardı. Hem var olan şehirlere yerleştiler hem de yeni şehirler kurdular. Anadolu’daki nüfusla kaynaştılar. Anadolu Selçukluları için bir ticaret ve tüccarlar devletiydi, diyebiliriz. Söz gelimi Konya’da Selçuklu zamanından kalma bir İplikçi Aba Camii vardır. Bu zat adından anlaşılacağı gibi bir tüccardı. 19. yüzyıla kadar camilere Osmanlı paşalarının dışında bir isim verilmemiştir. Selçuklu döneminde birçok kervansaray yaptırılmıştır. Anadolu Selçukluları soyulan veya zarara uğrayan kervanların zararlarını ödemek üzere bir sigorta sistemi geliştirmişti. Resmi dil Farsçaydı. Anadolu ve Konya’da Türkler önemli bir çoğunluğu oluştursalar da Anadolu Selçuklu Devleti ve toplum bu devletin son dönemlerine göre daha kozmopolitti.
İKİNCİ BÜYÜK GÖÇ ve GERİ DÖNÜŞ
12. yüzyılın ortalarında Moğolların İran’a gelişleri 2. büyük bir Türk göçünün Anadolu’ya gelmesini sağladı. Bu göçle hem yerleşik alanlarda Türklerin ekseriyeti arttığı gibi Batı Anadolu ve Marmara bölgesi de Türklerin iskanına açılmış oldu. Konya’ya bağlı beylikler kurulmaya başlandı. Bunların en büyüğü Karamanoğulları’nın kurucusu Mehmet Bey her yerde Türkçe konuşulmasına dair bir ferman çıkarttı. Böylece devletin ve halkın dili aynı oldu. Bir tarafta İlhanlılar diğer tarafta beylikler arasında sıkışan Anadolu Selçukluları 12. yüzyıl biterken sona erdi.
Anadolu Selçuklularının tarihin gidişini etkilemek bakımından en önemli başarıları haçlı seferlerine karşı bütün Anadolu’yu ve dolayısıyla Kudüs ve İslam dünyasını korumak olmuştur. Anadolu’yu Müslümanların ebedi yurdu haline getiren Anadolu Selçuklularıdır.
OSMANLI DÖNEMİ
Osmanlı Döneminde Rumeli’ye de geçildi. Viyana kapılarına kadar gidildi ama bu topraklar muhafaza edilemedi. Diğer taraftan İran’da Safevi devleti kurulduktan sonra Anadolu’daki konar-göçer Türkmenlerden bu sefer İran’a göçenler oldu. Bu da özellikle Fırat’ın doğusunda Türk nüfusunun azalmasına yol açtı.
Türkler hiçbir zaman ve hiçbir yerde Türkçülük yapmadılar. Kuran’daki dinde zorlama yoktur, emrine uydular. Irk, din, dil ve mezhep tefrikine gitmediler. Böylece bütün Osmanlı topraklarında tamamen kaynaşmış bir nüfus oluştu. Bu sayede çok geniş bir alanda Pax Ottomana(Osmanlı Barışı) kuruldu. Bu da Batının Osmanlıya karşı güçlenmesine kadar devam etti. Güçlenen Batı bir tarafta doğu Avrupa’daki Osmanlı’ya bağlı toprakları ele geçirirken diğer taraftan buradaki Hristiyan toplulukları da Osmanlı’ya karşı kışkırtıyordu.
Devamı gelecek yazımıza…