AYDIN MENDERES  (Anısına)AYDIN MENDERES (Anısına)


KÜRESELLEŞME

Dünyanın yaşadığı son büyük ekonomik çalkantı (henüz büyük bir ekonomik kriz değil ve buna dönüşmeyebilir) ekonomiyle ilgili düşüncelerde ve beklentilerde çok önemli değişikliklere yol açacaktır. Böyle bir değişiklik her şeyden önce kendisini bugün için ekonominin anlaşılması ve anlatılmasında egemen bir rol oynayan kavramlar ve paradigmalar üzerinde hissettirecektir. Oluşacak köklü tereddütlerden nasibini ilk önce sürekli olarak gelişen, iyiye, refaha ve uygarlığa doğru yol alan bir dünya imajı ve bunun bir ürünü olan küreselleşme alacaktır. Bu çalkantılardan sonra küreselleşmeyi bir pembe dizi olarak takdim edenlerin inandırıcılıkları ortadan kalkacaktır.

Esasen küreselleşme denilen dünya ekonomisinin dünyada sınır tanımayan bir yayılma ve gelişme göstermesi hiç de son 30-40 yıl inhisar eden bir olgu değildir. Marx ve Engels 1848'de yazdıkları "Komünist Manifesto"nun ilk sayfalarında bu olguyu çarpıcı bir şekilde anlatmışlardır. Oradan yaptığımız alıntıyı birlikte okuyalım. "Ürünleri için durmadan genişleyen bir pazara gerek duyması burjuvaziyi yeryüzünün dört bir bucağına salar. Her yerde yuvalanmak, her yere yerleşmek, her yerle bağlantılar kurmak zorundadır burjuvazi." Küreselleşme denilen olay sermayenin sürekli yayılma ve yoğunlaşma özelliğidir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra kapitalist olmayan ekonomilerde, kapitalizmle eklemleştiler. Böylece kapitalizm kendinde taşıdığı iyilikleri de kötülükleri de dünyanın her yerine yaydı. Bu aynı zamanda kapitalizm içinde, bütün dünya içinde yeni bir dönemdir. Bir bakıma Marx'ın düşünce ve öngörüleri içinde yeni bir sınav dönemi ve bir bakıma da sınav imkanı ortaya çıkmış olmaktadır.

Mali sermaye

Sermayenin yayılma ve yoğunlaşma özelliği 22 Eylül'deki yazımda ifade ettiğim gibi mali sermayenin tarihte eşine rastlanmamış bir büyüklüğe ulaşmasına yol açtı. Bir yıllık dünya ticaretinin 20 ile 30 katı bir büyüklüğe ulaştı. Bugün yaşanılan ekonomik çalkantının arkasında bu olgu vardır. Bu kadar büyümüş mali sermaye dünya ekonomisi içerisinde kontrolsüz bir şekilde dolaşan serseri bir mayına benzemektedir. Bu mali sermayeye beklediği faiz gelirlerinin mali kesim tarafından sunulabilmesini mümkün kılacak bir yatırım ve tüketim düzeyine tüm dünya ekonomisinin reel sektörlerinin toplamı sahip değildir. Bu yaman bir çelişkidir. Bütün dünyayı kendisiyle uğraştıracaktır.

Bu ölçüde yoğunlaşan mali sermaye küresel ölçekde ciddi ekonomik sonuçlar ve problemler doğuracağı gibi aynısına siyasal alanda da sebep olacaktır. İddia edildiğinin aksine ne AB türü üst birlikler ne de bazı devletlerdeki muhtemel parçalanmalar ulus devleti tehdit etmiyor. Buna mukabil küresel mali sermaye için aynı şeyi söylemeyiz. Yoğunlaşan mali sermaye hem uluslararası ilişkilerde hem de ulusların iç siyasetlerinde yeni, önemli ve ulus devlete rakip bir aktör olacaktır.

Piyasa ekonomisi

Pembe dizilere dönüştürülmüş küreselleşme ile ilgili yaşanacak hayal kırıklığının aynısı piyasa ekonomisine güven açsından da ortaya çıkacaktır. Özellikle 1980'den sonra piyasa ekonomisinin gizli elinin her şeyi mükemmel bir şekilde düzenlediğine adeta kayıtsız, şartsız inanılır olmuştu. Son ekonomik çalkantıları ister mikro isterse makro ölçek de ele alalım piyasa ekonomisinin yetersizliği ve başarısızlığı açıkça ortadır. Amerika'nın en köklü mali kurumları bile gerek Mortgage piyasasına gerekse kredi kartlarına büyük meblağları borç olarak verirken bunların geri dönemeyeceğini hesap edemediler. Bu kuruluşların daha doğrusu tüm finans kesiminin günümüz ekonomilerinde sahip oldukları kilit rol dolayısıyla bu büyük hataları dünyayı 1929'daki büyük ekonomik bunalımla kıyaslanabilen bir ekonomik kriz tehdidi ile karşı karşıya bıraktı. Bunun yanı sıra makro ekonomik planda merkez bankalarının faizleri düşürmesi ile söz konusu çalkantının büyük bir krize dönüşmesine engel olunamayacağı anlaşıldı. Bunun yerine piyasa ekonomisinin zıttı olan kamunun ekonomiye güçlü bir şekilde müdahalesi gündeme geldi. Amerika'da batan bankalar devletleştirildi. Bu işlemler aracılığıyla kamu harcamalarını arttırarak piyasa ekonomisindeki tökezlemeyi düzeltmek tek çare haline geldi.



04.10.2008

Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi