Yankı'nın Son Sayısı >HALKBANK Genel Müdürü Osman ARSLAN YANKIDA

HALKBANK Genel Müdürü Osman ARSLAN
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE GÜVENİN
Halkbank Genel Müdürü Sn. Osman Arslan ile İstanbul’daki Genel Müdürlük binasında bir araya geldik.
Arslan hizmetlerini ve hedeflerini YANKI’ya değerlendirdi.

Sayın Arslan, öncelikle okuyucularımız için sizleri tanıyabilir miyiz?
1971 yılı Ankara doğumluyum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü’nden mezun olduktan sonra aynı üniversitenin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. 1995 yılında Ziraat Bankası’nda göreve başladım. 1998-2004 yılları arasında çeşitli özel sektör bankalarında yöneticilik yaptım. 2004-2012 yılları arasında Türkiye Halk Bankası AŞ’de sırasıyla Bölüm Müdürü, Daire Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı ve Arap Türk Bankası’nda Genel Müdürlük görevlerinde bulundum. Mart 2012 tarihinden itibaren Finansal Yönetimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Ocak 2013 tarihinden itibaren Uluslararası Bankacılık ve Ortaklıklar Genel Müdür Yardımcısı, Ağustos 2014 tarihinden itibaren de Bilgi Teknolojileri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı olarak Ziraat Bankası’ndaki görevlerime devam ettim. Şubat 2015-Haziran 2017 arasında Ziraat Katılım Bankası AŞ’de Kurucu Genel Müdürlük görevini yürüttüm. 8 Haziran 2017’de Türkiye Halk Bankası AŞ’de Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak başladığım görevime halen devam etmekteyim. 
Sayın Genel Müdürüm ülke ekonomisi hedefleri ve bu noktada bankaların rolü nelerdir?
Cumhurbaşkanımızın da her zaman vurguladığı gibi Türkiye Ekonomisi dört temel üzerine inşa edilmiştir: Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat. Bu dört stratejik hedefi önceleyen bir modelle karşı karşıyayız. Aynı zamanda da Türkiye’nin cari fazla verme hedefi var. Yani net döviz gelirlerinin, döviz giderlerinden yüksek olması ve her yıl döviz fazlasıyla yoluna devam etmesi hedeflenmektedir. Türkiye’nin yıllardır en önemli problemi cari açık olmuştur. Bu cari açığı etkileyen en önemli unsurlardan biri de ithalata bağımlı olmamız. Bu bağımlılık bir takım tüketim mallarını ithal etmenin ötesinde, üretim için gerekli olan ham madde girdileri ve enerji ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Türkiye Ekonomi Modeli ile hammaddeden enerjiye kadar her alanda yerli ve milli üretimi önceliklendiriyoruz. 
ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ AZALIYOR
Enerji ihtiyacının kısa vadede karşılanmasının zor olduğunun farkında olarak yatırımlarımızı sürdürülebilir şekilde devam ettirmeliyiz. Bu doğrultuda öncelikle petrol ve doğalgaz keşiflerinin gerçekleştirilmesi, sondaj filolarından depolama tesislerine kadar birçok alanda yatırımların yapılması gerekiyor. Ülkemizin enerjide tam bağımsız olma hedefiyle son dönemde kararlılıkla yürüttüğü çalışmalar bu alanda ciddi şekilde yol katetmemizi sağladı.  Dünyanın en ileri sondaj filolarından birini kurarak çalışmalar yürüten Türkiye, Sakarya’da ve Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervleri, Gabar Dağı’nda tespit edilen petrol rezervi sayesinde yerli milli enerji anlamında hedeflerini büyütmüştür. 
Bir süredir yapılan yatırımların meyvelerini vermeye başlamasıyla enerjide dışa bağımlığımız giderek azalmaktadır. Yakalanan bu ivmenin istikrarlı şekilde devam edebilmesi için elektrik üretimi gibi stratejik alanlarda da yerli milli enerji payını artırmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu doğrultuda ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarına da yönelmesi elzemdir. Ülkemizin, uzun yıllara dayanan yenilenebilir enerji, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi santralleri ve biyoenerji alanındaki yatırımları Orta Vadeli Programda yer alan hedeflerle birlikte yeni bir boyuta ulaşmıştır. 
Yerlileşme stratejisi konusunda bir diğer stratejik sektörün de makine sanayii olduğunu düşünüyorum. Sanayileşmenin itici gücü olması nedeniyle önemi büyük olan makine sektöründe dışa bağımlılığımız hala yüksek. 2022’de 25 milyar doların üzerinde ihracat yaparak rekor kıran makine sektörünün, 37 milyar doları aşan ithalat nedeniyle ülke ekonomisine katkısı sınırlı kaldı.  Şunu net olarak belirtmek isterim ki; Türkiye sahip olduğu üretim kapasitesi ve iş gücüyle makine sektörünün her alanında varlığını artıracak güçtedir.
YERLİ KAYNAKLARIMIZLA GÜÇLENİYORUZ 
Son dönemde güçlü bir atılım dönemine girerek milletimizin göğsünü kabartan savunma sanayiine de jeopolitik, jeostratejik ve ekonomik önemi nedeniyle bir parantez açılması gerektiğini düşünüyorum. Savunma alanına yönelik istikrarlı stratejilerle yerlilik oranımız yüzde 60’lara kadar yükselmiştir ve bu yükseliş artarak devam etmektedir. Son dönemde yürütülen politikalarla Türkiye gerek savunma sanayiinde gerekse de ekonomide dışarıya bağımlılığını azalttıkça enerji gibi stratejik alanlarda da yerli kaynaklarının kullanılmasına yönelik hamlelerini artırmaktadır. Bu yaklaşımının orta ve uzun vadede sonucu da, dışarıya giden dövizin ülkemizde kalmasını sağlayarak, cari açığı cari fazlaya dönüştürmektir. Şu anda ekonomimizin cari açık vermesinin önemli sebeplerinden biri fiyatlardaki yükseklik. Bu noktada esas önemli olan fiyat değişimlerinden bağımsız kendi yerli kaynaklarımızı devreye sokmaktır. Hükümetimiz bugüne kadar yerli kaynakların geliştirilmesine yönelik önemli çalışmalar yaptı. Bu çalışmaların sonuçlarını kısa zamanda güçlü şekilde alacağımıza inanıyorum. 
İHRACATIMIZ 2022’DE REKOR KIRDI
Hassasiyetle üzerinde durulan bir diğer konu ihracat. İhracata dayalı bir ekonomi, büyüyen Türkiye açısından oldukça gerekli ve önemli. Bu noktada 2022 yılında rekor kırarak 254 milyar seviyesini aşan ihracatımız geleceğe yönelik umutlarımızı artırmıştır. Bankacılık sektörü olarak; ürünlerimizin, markalarımızın kalitesini ve yurt dışı pazarlarda rekabet gücünü arttırarak döviz gelirlerini yükseltmeye, yeni istihdam ve yatırım alanlarının ortaya çıkmasına katkı sunmalıyız. Ürün ihracatı yanında döviz getiren bir diğer önemli alan da elbette hizmet ihracatı. Sağlık turizminden natif turizm olanaklarına kadar turizmin her alanında ziyaretçi sayısını ve gelirlerini artıran Türkiye, ulaşım ve altyapı alanındaki büyük yatırımlarla hedeflerini büyütmektedir. Bacasız sanayi turizm ekonomiye sağladığı döviz girdisiyle cari dengenin yakalanması açısından da önemli bir rol oynamaktadır.  
KATMA DEĞERLİ ÜRETİME DESTEK OLUYORUZ
Ekonominin önemli unsurlarından bir tanesi de yatırım finansmanlarıdır. Bu doğrultuda Merkez Bankası 150 Milyar liralık bir yatırım destek paketini ihracata dönük yatırımlar ve döviz kazandırıcı turizm faaliyetlerinde kullanılmak üzere piyasaya sundu. Bu kaynağın işletmeler ve girişimciler tarafından kullanımı da ağırlıklı kamu bankaları üzerinden gerçekleşiyor. Halkbank olarak, üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle, TCMB Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’ni yerli üretimi ve işletmelerimizi desteklemek için kullanıyoruz. Yatırım Teşvik Belgesi bulunan tüm firmalara yerli, milli, katma değerli üretime destek sağlamaları için yatırım finansman desteği sağlayarak, ülkemizin sürdürülebilir büyüme hedeflerine katkımızı devam ettiriyoruz. 
KAMU BANKALARI ÖNCÜ ROL ÜSTLENİYOR
Ekonominin önemli unsurlarından biri de faizlerin yatırım yapmaya uygun bir seviyeye indirilmesi. Yani düşük faizli, finansal istikrarın sağlandığı bir ortam yaratılması. Ülkemizin kalkınması için önem taşıyan bu beklenti doğrultusunda bildiğiniz gibi Merkez Bankası politika faizlerini düşürdü. Elbette bu adımı mevduat faizleri ve kredi faizlerinin takip ediyor olması da önemli ve gereklidir. Son dönemde hayata geçirilen uygulamalarla politika faiziyle piyasadaki mevduat ve kredi faizleri arasındaki makasın da daraldığını görüyoruz. Burada da gidişatın güzel olduğunu söyleyebiliriz.
Kamu bankaları öncülüğünde piyasada kredi faizleri belli bir seviyeye geldi. Bu konuda lokomotif her zaman kamu bankaları olmuştur. Sektördeki payı yüzde 35 civarında olan kamu bankalarına kamu katılım bankalarını ve yatırım kalkınma bankalarını da eklediğimizde yüzde 40’lara varan bir orana ulaşıyoruz.  Dolayısıyla hayata geçirilen politikaların uygulanmasında öncü bir rol üstlenen, etki gücü yüksek bir yapıdan bahsediyoruz. Halkbank olarak ürün ve hizmetlerimizle bu sorumluluğu layıkıyla yerine getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 
ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR ARTIYOR 
Ülkemiz, faizi dizginlemeye, enflasyonu düşürmeye ve istikrarı sürdürmeye yönelik hamleler yaparken yurt dışından gelen doğrudan yatırımların yükselen grafiği de döviz kazanımı açısından önemli. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) yayınladığı rapora göre, dünyada Uluslararası Doğrudan Yatırımların (UDY) 2022’nin ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 30 düşüş göstermiş olmasına ve yıl genelinde dünyada yaşanan yavaşlamaya rağmen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi verilerine göre 2022’nin ilk 10 ayında ülkemizin aldığı Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) tutarı 10,3 milyar dolar seviyesini yakaladı. 
Siyasi ve ekonomik istikrarı sağlam olan ülkemize yabancı yatırımcı gelip fabrika kuruyor, istihdam sağlıyor.  Bu, kıymetli ve desteklenmesi gereken bir faaliyet. Finansal yatırımların yanında özellikle sanayi ve enerji alanındaki yatırımların sektörel gelişim ve ekonomik istikrar açısından destekleyici olduğunu düşünüyorum. 
TÜRKİYE GÜVENLİ LİMAN
Üretimden ticarete, siyasi istikrardan toplumsal hayata her alanda bölgesinin güvenli limanı olan Türkiye’nin bu başarıyı yakalamasında kurulan ilişkiler ve son dönemde oluşan havanın etkisi büyük. Özellikle Avrupa ve Orta Doğu ülkeleriyle olan ilişkilerimizde pozitif yönlü bir ilerleme var. Oluşan bu atmosferin de her alanda ülkemize katkı sağladığını bilmek gerekir. Tüm dünyanın kaygıyla takip ettiği, enerji piyasalarından küresel ticarete kadar birçok alanı olumsuz etkileyen Rusya-Ukrayna savaşındaki denge politikası ve farklı kutuplarla temas kurabilen arabulucu rolüyle Türkiye, itibarını ve gücünü küresel düzlemde artırmıştır.  Krizlere yön veren, çatışmacı tarafları masaya çeken Türkiye bu “yumuşak gücüyle” de elbette uluslararası yatırımcıya güven vermektedir. 
ENFLASYON DÜŞÜŞ EĞİLİMİNE GİRDİ
Dışarıdan, yatırımları kendisine çeken ülkemiz içeride de enflasyonu düşürmeye gayret etmektedir. Pandemi döneminde küresel tedarik zincirindeki kırılma ve Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın getirdiği olumsuz ortam tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyonu arttırdı. Türkiye’yi küresel ve bölgesel krizlere karşı koruyarak istikrarlı büyümenin, yerli kaynaklarla devam etmesini hedefleyen Türkiye Ekonomi Modelinin de çözmeyi hedeflediği önemli meselelerden biri enflasyonun düşürülmesi. Bu yaklaşım özellikle Kur Korumalı Mevduatın devreye girmesiyle döviz kurlarında stabil bir durum sağladı. Kur Korumalı Mevduatın enflasyona yönelik istikrarlı ve etkili bir girişim olduğunu görüyoruz. Özellikle yılın başlangıcında enflasyona etki eden değişkenleri incelediğimizde bunu hissediyoruz. Aralık ayında enflasyonun bir önceki aya kıyasla 20,12 puan azalarak yüzde 64,27 düzeyinde gerçekleşmesinin olumlu olduğunu düşünüyor, aşağı yönlü bu grafiğin 2023’te de süreceğine inanıyorum. 
Sayın Arslan, kamu bankaları bu ekonomi modelinin neresindedir?
ÖNEMLİ PAYDAŞLARDAN BİRİYİZ
Biraz önce de ifade etmeye çalıştığım gibi kamu bankaları bu modelin merkezinde yer alarak, stratejik bir rol üstlenmektedir. Türkiye Ekonomi Modeli doğrultusunda uyguladığımız selektif kredi politikası ile yatırım, üretim, ihracat ve istihdama yönelik desteklerimizin ülke büyümesine katkı sağlamasına özen gösteriyoruz. Paradan para kazanan değil istihdamı arttıran, üretimi, yatırımı, ihracatı büyüten bir kredi politikası uyguluyoruz. Bu nedenle finansman sağladığımız müşterilerimizle yakın temasta olarak sunduğumuz kaynakların ve desteğin ülkemizin faydasına kullanıldığından emin oluyoruz. Bir kamu bankası olarak bu konuda çok dikkatli ve titiz davranıyoruz. Çünkü ülkemizin kısıtlı olan tasarruf kaynaklarını doğru alanlara yönlendirmek gibi bir yükümlülüğümüz var. Bildiğiniz gibi Türkiye’yi ekonomik anlamda büyütmeye gayret eden bir kamu bankası olarak uzun vadeli ve yatırım yapılabilir maliyet oranlarıyla finansman sağlama konusunda öncü rol üstleniyoruz. 
Kamu bankası olarak bu yaklaşım hizmet politikalarımızda öncelikli bir konumda yer alıyor. Çalışmalarımızı yürütürken her zaman Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile yakın iletişim halindeyiz. Kurumlar arası bu güçlü ilişkinin de etkisiyle, finansal istikrara katkımızı sürdürerek, ekonomi modelimizin en etkili şekilde uygulanmasını sağlıyoruz. 
Halkbank olarak Türkiye Ekonomi Modeline olan destekleriniz ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Kamu bankalarının kendi içerisinde farklılaşan, öncelikli sorumluluk alanları var. Kuruluş misyonu gereği Halkbank, KOBİ’lerin, esnaf ve sanatkârların ana finansman ve destek sağlayıcısıdır. Bankamızın üstlendiği sorumluluk gereği KOBİ’leri, esnaf ve sanatkârları her alanda destekliyor, ulusal ve uluslararası alanda işletmelerimize rekabet gücü kazandırmak hedefiyle durmaksızın çalışıyoruz. Yani ana sorumluluk alanımız başta olmak üzere her alanda üreten, gelişen işletmelerimizin yanında olarak ekonomi modelimize güçlü bir destek sunuyoruz. Kısaca açıklamam gerekirse, bugün ulaştığımız yüzde 19 pazar payıyla Türkiye’nin lider KOBİ bankası konumundayız. Ekonomimizin ana yapı taşlarından KOBİ’lerimize sunduğumuz çözümlerle büyümelerine destek oluyoruz. 2022 yılında sağladığımız 386 milyar TL’lik kredi desteği bunun en somut göstergelerinden. Sağladığımız bu desteklerle 2022 yılında KOBİ kredilerimizin bireysel krediler hariç nakdi krediler içindeki yüzdesini 53,1’e çıkarttık. 
20 YILDA 3,7 MİLYON ESNAFA KATKI SAĞLADIK
KOBİ’lerimizin yanında esnaf ve sanatkarlara yönelik desteklerimiz de sürüyor. Esnaf ve sanatkarları önceleyen kredi plasman politikamızla Türkiye’nin her noktasındaki işletmelerimize desteklerimiz sürüyor. Esnaf kredilerini, esnaf kefalet kooperatifleri kanalıyla yani onların kefalet garantisiyle kullandırıyoruz. Kredi maliyetinin yarısını hazine bize öderken, yarısını da esnaftan alıyoruz. Bu yaklaşımla, 20 yılda 3,7 milyon esnafımıza dokunmuş, zorluklarda yanlarında olmuş, büyümelerine katkı sunmuşuz. Yeni ekonomi modelimizin de sağladığı güçle, son 20 yılda ekonomimizin yakaladığı istikrarlı büyümenin devam etmesi için desteklerimizi artırarak sürdürüyoruz. Sadece 2022’de, bir önceki yıla göre bankamızdan kredi kullanan esnaf sayısı yüzde 40,5 kredi kullandırım tutarımız yüzde 173 arttı. 
ESNAFIMIZIN FİNANSMAN ERİŞİMİNİ ARTIRIYORUZ
Sayın Cumhurbaşkanımızın 11 Ekim 2022’de açıkladığı, daha sonra da verdiği müjdeyle kullanım sınırını 100 milyardan 150 milyara çıkarttığı Yeni Esnaf Destek Paketi kapsamında bugüne kadar 188 binden fazla esnafımıza 63,2 milyar TL’nin üzerinde kredi kullandırımı sağladık. Ülkemizin büyüyen hedefleri doğrultusunda bu kredi kapsamındaki limitlerimiz de arttı. Esnaflarımızın finansmana erişimini artırmak amacıyla birinci ve ikinci risk grubunda bulunan esnaflarımızın faydalandığı 500 bin lira kredi üst limitinden diğer risk gruplarındaki esnaflarımızın da haziran ayı sonuna kadar yararlanabilmesini sağlıyoruz. 
Paraf, TROY, Esnaf Kredi Kartı olan esnaflarımıza yönelik kredi kartı harcamalarına 3 ay ödemesiz olmak üzere toplam 12 ay vadeli ve yüzde 9,75 gibi düşük faizli taksitlendirme imkânı sunuyoruz. Esnafımızın ham madde, malzeme ve benzeri alımlarında kullandığı kredi kartı üst limitini de yüzde 50 oranında artırarak 100 bin liradan 150 bin liraya yükselttik. Diğer yandan Hazine Destekli Kefalet Sistemi, Yeni Destek Paketleri kapsamında da işletmelerimize yönelik desteklerimiz kararlı şekilde devam ediyor.  200 milyar TL hazine kefalet desteğine karşılık, katılımcı banka ve finansman kuruluşlarınca sağlanacak 250 milyar TL’lik finansman paketiyle iş dünyasına ve piyasalara yönelik katkımız artarak sürecek. 
ÜLKE BÜYÜMESİNE KATKI SAĞLIYORUZ
Özetlemem gerekirse Yeni ekonomi modelinin en önemli uygulayıcılarından, paydaşlarından aynı zamanda da destekçilerinden KOBİ’lerimize, esnaf ve sanatkârlıklarımıza her alanda desteklerimiz sürüyor. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki Halkbank olarak sadece esnaf ve KOBİ’leri desteklemekle kalmıyoruz; tekno girişimcilerden genç girişimcilere kadar ülkemizin büyümesine katkı sunan her kesimin yanındayız. Örneğin yakın zamanda hayata geçirdiğimiz “Tekno Girişimci Kredisi” ile bilişim ve yazılım sektöründe faaliyet gösteren ve faaliyet göstermek üzere kurulan firmalara destek veriyoruz. Kendi işini kurmak isteyen her yaştan ve eğitim düzeyinden 90 bini aşkın girişimciye 2022’den itibaren 16,8 milyar TL kredi kullandırımı gerçekleştirilmiştir. 
ETKİNLİĞİMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ
Cumhurbaşkanımızın Saygıdeğer eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde Mart 2021’de kadın girişimcilere yönelik Kadın Girişimci Kredi Destek Paketi’ni açıklamıştık. Bu kredi kapsamında bugüne kadar 162 bini aşkın kadın girişimciye ulaşarak 24,6 milyar TL’lik bir kredi desteği sağladık.  Kadınlara yönelik desteğimiz sadece kredilerle sınırlı kalmadı “Üreten Kadın Buluşmaları” ile 7 bölgede 9 ilin yanı sıra; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kadın kooperatifleri ve kadın girişimcilerle bir araya gelerek eğitimler verdik. 
Daha önce de vurguladığım gibi Halkbank olarak üreten Türkiye’ye katkı sunan herkesin yanındayız. KOBİ’ler, esnaf ve sanatkârlar başta olmak üzere kadın ve genç girişimciliğinden teknoloji girişimlerine kadar her alanda sürdürdüğümüz desteklerimiz Bankamızın 85. Yılı Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023’te artarak devam edecek.
KAMU YATIRIMLARINA DESTEK OLUYORUZ
Son olarak gurur duyduğumuz bir desteğimizden de söz etmek isterim. Türkiye’nin altyapıdan ulaştırmaya, enerjiden savunma sanayiine kadar her alanda vizyonunu ortaya koyan büyük kamu yatırımlarının her zaman destekçisi olduk. İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, büyük enerji yatırımları… Bu yatırımların yanında, arkasında olmak bizim için büyük bir mutluluk vesilesi. 
Büyük bir sorumluluğumuz var; Türkiye’nin önemli markalarından biri olarak ülkemizin büyümesine katkı sunmalıyız. Bu misyonla Türkiye Ekonomi Modelinin önemli bir paydaşı olarak Türkiye Yüzyılı’nda daha çok çalışacağız. İnşallah bu çalışmaların sonuçlarını da kısa zamanda alacağız. Bankamızın tarihine, gücüne ve aynı amaca inanmış 25 binden fazla çalışanına güvenimiz tam. Bu güvenle Türkiye’nin geleceği için var gücümüzle çalışacağız. 





Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi