PROF.DR. KÜRŞAD ZORLU   kzorlu77@gmail.comPROF.DR. KÜRŞAD ZORLU kzorlu77@gmail.com


TÜRKİYE, ŞANGHAY İŞBİRLİĞİNE KATILACAK MI?

Sanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), 1996 yılında bölgesel sınır ve güvenlik problemlerinin çözümüne katkı sağlamak amacıyla Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında kurulmuş ve Özbekistan’ın üyeliğe kabul edildiği 2001 tarihine kadar “Şanghay beşlisi” adıyla faaliyetlerini sürdürmüştür. Afganistan, Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan gözlemci, SriLanka, Belarus ve Türkiye diyalog statüsüyle (karar verme mekanizmasının dışında) örgütün kapsamı içerisindedir. ŞİÖ bugün bünyesindeki konseyler, çalıştaylar ve diğer alt sistemler ile daha geniş bir alanda, ekonomik ve siyasal bir görünüm arz etmektedir. Ekim ayı içerisinde Tacikistan’ın Duşanbe şehrinde gerçekleştirilen 14. Liderler zirvesinde 10 ülkenin Devlet Başkanıyla birlikte büyüme yönünde bir eğilim ortaya koyan ŞİÖ aynı toplantıda dönem başkanlığını Tacikistan’dan Rusya’ya devretmiş oldu. Dünya nüfusunun yarıdan fazlasını, doğalgaz rezervlerinin 42’sini ve dünya petrolünün 25’ni barındıran ŞİÖ kapsama alanı ile önemli bir çekim merkezi haline gelmektedir.

BİRLİĞİN ARKA PLANI
ŞİÖ’nün soğuk savaşın ardından Rusya ve Çin’in 4300 km uzunluğundaki sınır problemlerinin çözümü açısından önemli bir boşluğu doldurduğu görülmektedir. Özellikle tek kutuplu dünya düzenine karşı büyüme stratejisi belirleyen ŞİÖ bünyesinde Rusya ve Çin’in birliğini simgeleyen yegane kuruluş olma özelliği taşıyor. Her iki ülke de kendi coğrafyalarında ABD konuşlanmasına izin vermek istemiyor. Bununla birlikte ŞİÖ Çin’in Doğu Türkistan, Rusya’nın da Çeçenistan meselesinde “bu bizim iç meselemiz” diyerek belirginleştirdiği karşı duruşun etkili bir zemini haline geliyor. Rusya bu süreçte Gümrük Birliği, Avrasya Ekonomik Kalkınma Örgütü ve Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü gibi farklı uluslar arası organizasyonları da değerlendirerek post-sovyet alanda hakimiyetini devam ettirmeyi hedefliyor. Çin ise hızla artan nüfus ve üretimle paralel olarak enerji ihtiyacını daha güvenli şekilde karşılamanın yollarını arıyor. Her iki ülkenin sınır komşusu olan Kazakistan’ın kendi açısından uyguladığı çok yönlü strateji bu dengeyi anlatmak bakımından iyi bir örnek teşkil ediyor.  

TÜRKİYE ALGISI
Türkiye örgüte ilk olarak 2005 yılında katılmak istediğini beyan etmiş ve Çin’in bazı endişeleri sebebiyle kabul edilmemiştir. Örgütün iki başat üyesinden Çin, Türkiye’nin katılımını örgütün kuruluş amaçları ve bazı bölgesel gelişmeler açısından sakıncalı görmekte; Rusya ise ABD karşısında ŞİÖ’yü daha etkili kılmak için göreli olarak Türkiye’nin gözlemcilik statüsüne sıcak bakmaktadır. Hatırlanacak olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakanlığı sırasında katıldığı Rusya gezisinde bir televizyon programında Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyeliğine ilişkin olarak “Putin’e ’zaman zaman bize takılıyorsun. AB’de ne işin var diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım. Hadi gelin bizi Şanghay İşbirliği Örgütü’ne dahil edin, biz de AB’yi gözden çıkaralım” dediğini kamuoyuna açıklamıştı. O dönem AKP Başkan Yardımcısı olan Mevlüt Çavuşoğlu da bu açıklamayı AB’ye gönderilen bir mesaj şeklinde değerlendirmişti.

ÜYELİK İHTİMALİ
Türkiye’nin ŞİÖ üyeliğinin kısa vadede gerçekleşebileceğini ileri sürmek mümkün değil. Zira ŞİÖ üyesi bazı ülkelerin algısı bakımında Türkiye’nin kabul edilmesi NATO ve ABD’nin birlik içerisine konuşlandırması anlamına gelmektedir. Çin ile yapılan füze görüşmelerinin ABD yönlendirmesiyle iptal edildiği iddiası son zirvede de tartışılan hususlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin AB’ye kabul edilmemesi kadar ŞİÖ içerisine kısa vadede giremeyecek olmasının da coğrafyadan ve tarihten kaynaklanan “kimlik” farklılıklarıyla açıklanabilmesi mümkündür. Türkiye bugün kimlik olarak hangi perspektiften bakmaktadır? Avrasyalı mı? Avrupalı mı? Yoksa Ortadoğu’nun mu odağındadır. Böyle bir ayrım ilk bakışta gereksiz ya da zorlama kabul edilse de söz konusu örgütlerin bu ayrışmayı keskin bir biçimde yaptığı göz ardı edilemez. Diğer yandan, Türkiye’nin ŞİÖ nezdinde girişimlerde bulunması derin tarih ve kültür bağlarının olduğu Türk Dünyası alanı ile işbirliğini artırılabilmesi ve daha meşru bir zeminde faaliyet gösterilebilmesi açısından son derece önemli bir adım olacaktır. ŞİÖ üyeliği özellikle Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ı -ki Türkiye - Özbekistan ilişkilerinin dibe vurduğunu düşündüğümüzde- Türkiye’ye bir adım daha yaklaştırabilir. Son olarak Türkiye’nin Avrasya coğrafyasındaki etkinliğini artırması uluslararası toplumda elini daha da kuvvetlendirebilir.

02.10.2014

Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi