ŞÜKRÜ ELEKDAĞ           selekdag@hotmail.comŞÜKRÜ ELEKDAĞ selekdag@hotmail.com


TÜRKİYE - ABD - IRAK

Askerlerin güzel ve anlamlı bir sözü vardır: “Yığınakta yapılan hata, tüm harekat boyunca devam eder”. ABD’nin yanlış gerekçelerle gerçekleştirdiği Irak Harekatı’nın olumsuz sonuçlarını sadece Irak ve ABD Halkları değil, başta bölge ülkeleri olmak üzere neredeyse tüm dünya hissediyor.

On binlerce Irak’lı en feci şartlarda canlarını kaybetti. Amerikalıların kayıpları 2200’e ulaştı. Ülkemizin de Irak’ta asker bulundurmak gafletine düşmediğimiz halde, orada ekmek parası peşinde olan vatandaşlarımızdan 100’e yakın kaybımız var.

Masum rehineler, TV kameraları önünde vahşice katledildi. Şimdi Suriye ve İran’ın ABD ve İsrail’in muhtemel askeri hedefleri olduğu yolunda senaryolar üretiliyor. Önce Anayasa Oylaması ve daha sonra Parlamento Seçimlerinde şiddet gölgesi umulandan daha düşük düzeyde olsa dahi ve her iki oylamaya katılım oranının tahminlerden yüksek olmasına rağmen, Irak’ın geleceği belirsizliğini koruyor.

Güvenilir gözlemciler Irak’ın hukuken olmasa bile fiilen parçalanma sürecine girdiğini iddia ediyor. Şii, Sünni ve Kürt toplumlarının kendi kaderlerini tayin hazırlıkları içinde oldukları görülüyor.

Bu hengame içinde Irak nüfusunun % 14’ünü oluşturduğu kaydedilen Türkmenlerin beklentilerinin gerçekleşmediği açık. Irak’ın en barışçı ve demokrasiye yatkın toplumu olan Türkmen kardeşlerimizin ne statüleri itibarı ile, ne de yasama ve yürütme organlarındaki ağırlıkları yönünden Irak’ın geleceğinde bir ağırlık sağlamadığı açık bir gerçek.

Kerkük’ün geleceği de Türkmenler açısından karanlık gözüküyor. Sadece Türkmenlerle ilgili bu olumsuz gelişmeler dahi Türkiye’nin etkisizliğini gözler önüne seriyor.

Irak’ta demokratik, laik ve istikrarlı bir gelecek inşa etmek iddiasıyla ülkeyi işgal eden ABD’nin hesaplarının dökülen bunca masum insan kanına rağmen yanlış çıktığı artık tüm dünyada kabul edilen bir gerçek. ABD’deki en militan Bush yanlıları dahi Irak’ dan ayrılma sürecinin başlaması gerektiğini nihayet farkına vardılar.

Daha şimdiden iki ABD Tugayının Irak’tan çekileceği açıklanmış bulunuyor. ABD, Irak’tan çekilme süreciyle eş zamanlı olarak BM, NATO ve bireysel olarak Türkiye gibi bölge ülkelerinden etkili destek alamadığı takdirde, Irak’taki kaosun daha da derinleşeceğinden ve kanlı bir iç savaşın başlayacağından endişeli.

İşte tam bu ortamda ABD’den önce FBI ve hemen sonra CIA başkanlarının Türkiye’ye gelmeleri herhalde bir rastlantı değildir. Dışişleri Bakanı Rice’ın da önümüzdeki günlerde ülkemize gelmesi bekleniyor.

Şimdiye kadar Irak’ın geleceğinde söz sahibi olması gerektiğinin bir türlü farkına varamayan AKP Hükümeti’nin, ülkemizin elinde ne kadar önemli kozlar bulunduğunu anlaması gerekmektedir.

ABD’nin muhtemel Suriye ve İran senaryolarında da Türkiye’nin ne kadar önemli bir yeri olduğunu önce bizi yönetenler idrak etmelidir.

AKP Hükümeti’nin daha Irak Harekatı başlamadan Washington’da kapalı kapılar ardında tutamayacakları sözler vermek ve hemen sonra ABD’den çok aşırı ekonomik taleplerde bulunmak suretiyle ülkemizi tüm dünyada Kapalıçarşı pazarlığı benzetmeleri ile gülünç hale getirdiğini hatırlayalım.

Hükümetin günümüze ka-dar maalesef devam eden politikalara son vererek, ö-nümüzdeki kritik dönemde, güvenilir ve önemli bir devlet portresi çizmesinin zamanı gelmiştir.



02.01.2006

Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi