"Körler sağırlar, Birbirini ağırlar", atasözü sizin yaptıklarınız için yazılmış sanki! Tunceli'ye kaç kişiyle ve devlet korumasıyla gittiniz ve sadece onlara bağırdınız ve döndünüz. Halktan bir kişi yoktu ve aralarına giremediniz. Bunu yaparken de önünüzdeki kağıdı zor bela okudunuz. Türk Milliyetçilerinin lideri demek; herkesi kucaklayan demektir. Sevgi diliyle konuşan demektir. Şefkatle, milletinin gözlerine bakan demektir. Yapacaklarını anlatan demektir. Çağlar üstü sıçrayışla Türk'ün enerjisini öne çıkaran demektir. Ülkesini adalet içerisinde zenginliğe taşıyan demektir. Güleryüzlü aile babası demektir. Milletine el öptürmeyen demektir. Partilileri aşağılamayan demektir. Ve niceleri demektir. Bunlar için bir öz eleştiri yapar mısınız? Bir tanesi sizde var mı? Yaptığınız her şey, adım adım MHP'nin bitişine gidiyor. Baraja takılmakla mı, gerçeği öğreneceksiniz. Sonra ise, vicdan azabı sizde bulunur mu dersiniz !... Ne dersiniz bir işe yarar mı?..

Delirmiş gibi Bağırmadan konuşamaz mısınız? Kağıttan veya promtırdan değil de Türk Milleti'nin gözlerine bakarak samimi bir dil kullanmanızı istiyorum. Noktası virgülüne kadar kağıttan okuyorsunuz. Sizin samimi bir düşünceniz yok mu? Bizimle bunları paylaşsanız ve azarlamadan konuşursanız size oy verebilirim. Saldırma ve suçlama edebiyatı ülkeye hizmet değildir. Çok beter bir ses tonuyla bağırmayı lütfen bırakın... Böyle devam ederseniz size kesinlikle oy vermeyeceğiz ! Saygılar sunuyorum.

Bugün 25 kasım 2014 salı. Gurup toplantısında sn. Davutoğlu size promtır kullanmadan bir gönderme yaptı ve dedi ki; "Sayın Bahçeli'ye meydan okuyorum. Tunceli bu ülkenin bir parçası ve cesaretin varsa git bu hain, terörist sözlerini Tunceli'de söyle. Haydi git aynılarını söyle." Sayın bahçeli, MHP'nin muhterem genel başkanı, ben bu tartışmalardan utanıyorum. Siz, hiç etkilenmiyor musunuz? Ya bu işi adam gibi yap, ya da artık bırak. Ankara'dan önüne koyulanı okuyarak TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ yapılamaz. Hizmetin adıdır Türk Milliyetçiliği, hamasetin adı değil... Güneydoğuyu bırakın, hiç bir yere gitmiyor ve çalışmıyorsunuz. Gittiğiniz yer olursa da insanları azarlayıp herkesin midesini tersine çeviriyorsun. Sayın Bahçeli, kendini bitirdin, milliyetçiliği de yerlere yeksan ettin. Allah aşkına düş yakamızdan. Allah aşkına...

Siyasette değişen hiç bir şey yok. Aynı tas, denen masal devam ediyor. Gerçekten çok sıkmaya başladı. Yeni lider yok. Yeni bir proje yok. Yeni hedefler yok. Bıktırdı gerçekten. Ancak Yeni bir akım başladı. Mucidi ise; PROMTIR KRALI DEVLET BAHÇELİ

Devlet bey, huyunla ve eksiklerinle bu ülkeye neleri kaybettirdiğini bir gün Allah rızası için hesapla. Türk Milliyetçiliğini taşıyamıyorsun, temsil edemiyorsun. Hepimiz ölümlü dünyadayız. Her şeyi biliyor ve görüyorsun. İhtirasın o kadar ki, koltuğu bırakmamak için her yolu mübah sayıyorsun. Kendi nefsinle mücadele ediyorsun ama söz geçiremiyorsun. Aynı yaştayız. Öbür dünyada çok pişman olsan da bu kadar vebali ödeyemezsin. Allah aşkına bir gece sabaha kadar kendinle hesap yap. Bu kadar vebali bir koltuk uğruna yüklenme artık. Vallahi taşıyamazsın. Sana yağ çekenlerin, menfaat için el öpenlerin hiç birisi yanında olmayacak. Hiçbirimiz hakkımızı helal etmeyeceğiz. Allah aşkına artık bir durum muhasebesi yap. Sadece okuyarak ve bağırarak bir bakkal bile yürümez. Kendini de bitirme, bizi de... Bütün kardeşlerimi saygıyla selamlıyor ve sabırlı olmaya davet ediyorum.

Sayın Genel Başkanım, kendimi zorluyorum sizi dinlemeye ve anlamaya. Ancak yoruluyorum ve üzülüyorum. Bir daha oy vermek istiyorum. Nasıl vereceğim bilemiyorum. Samimi olarak sandığa gitmemeyi düşünüyorum. Çünkü hiçbir şey anlatmıyorsunuz. Ülkem adına Projenizi duymadım. Sadece Hamaset yapıyorsunuz. Bu bizlere yakışmıyor. Allah aşkına düzgün konuşun. Okumayın. Sanki, Suçlama, Saldırma ve Hakaret Etme Derneği başkanı gibisiniz. Bu kadarı yeter. Hepimizi, Proje ve Vizyon sahibi bir lidere ihtiyacımız var. Türk Milliyetçisi, kendi insanlarının zekasıyla alay etmemeli. Bağırarak, azarlayarak nereye kadar. 17 Yıl oldu. Yine şerefli bir mağlubiyete hazırlanıyorsunuz. Kime hizmet ettiğinizi anlayabilmiş değilim. Artık ailece sizi görmek istemiyoruz...

04.11.2014 Gurup konuşmasında Davutoğlu; "Ülkenin birliği ve beraberliğini savunmak Ankara'da olmaz, alana inin alana" diye, size gönderme yaptı. Sayın Genel Başkanım, adam doğru söylüyor. Ankara'da gizlenerek politika yapıyorsunuz, eleştirince de herkesi azarlıyorsunuz. Promtırı zorla okuyarak genel başkanlık yapan birisi bizi temsil edebilir mi? Sadece eleştiren ve başka bir özelliği olamayan irisi, bizi temsil edebilir mi? MHP'nin başarılı olmaya mecburiyeti var, burası sizin babanızın malı mı ki, bu kadar eksiğe rağmen ne düzeliyor, ne de düzelmesine vesile oluyorsunuz. Çok merak ediyorum. Siz gerçekten bu ülkeyi ve bu milleti seviyor musunuz? Siz gerçekten Türk Milliyetçisi misiniz?

Devlet bey, hepimiz biliyoruz ki; başkanlık koltuğu size de bize de eziyet olmaktadır. Ancak, bırakma büyüklüğünü göstermiyorsunuz. Sorumluluk denen ulvi hedefiniz hiçbir zaman görünmüyor. Yüzünüz çok soğuk. Hitabetiniz buz gibi. Çalışmanız yok hükmünde. Hamaset dışında üretmiyor ve devamlı okuyorsunuz. Ne okuduğunuzu kendiniz anlıyor musunuz? Size artık ne için oy vereceğimi bilmiyorum. Bize projelerinizi kağıttan okumadan anlatabilir misiniz? Promtırdan bağırarak devamlı saldırıyorsunuz. Sizi dinlerken ben de çocuklarım da korkuyoruz. Siz genel başkan iseniz, güven veren, sevgi ve şefkat dilini kullanmalısınız. Bize bildiğinizi anlatın. Yürekten hitap edin. Eksiğinizden korkmayın, inanın Türk Milliyetçileri açığı kapatır. Artık bağırmayın. Artık yazılanı okumayın. Artık başkalarının gündeminde boğulmayın. Hele ki "özgüvenimizle bekliyoruz, son sözü daha söylemedik", sözüyle bizi kandırmayın ve günü kurtarmayı bizim üzerimizden yapmayın. Neyi bekliyorsunuz. Çalıştınız da....

Sizi bütün solcu yazarlar, marksistler ve bölücüler çok övüyorlar. Hepsi sizden çok mutlular. Buna iktidar da dahil. Ancak ülkücüler ne düşünüyor onu hiç umursamıyorsunuz. Zaten hepsini azarlıyorum, direnen olursa atıyorum, bir de koltuğuma göz diken olursa gereğini yapıyorum diyorsunuz herhalde. Lütfen biraz empati yapar mısınız?

Sayın genel başkanım. Siz 40 yıllık öğretim üyesisiniz. Siz hocasınız. Kendiniz konuşmalısınız. Siz devamlı okuyor, bizler de devamlı yerin dibine giriyoruz. Allah aşkına okumayın. Şehitlere başsağlığı dilerken bile okuyorsunuz. Bizler çok utanıyoruz. Hiç mi kendinize ait bir düşünce yoktur. Bu davayı yerelere düşürdünüz. Millet size değil, partiye mecburen oy veriyor. Koltuğa yapıştınız. Çok değerli iseniz ayrılın, seçime girin bakalım %1 alabiliyor musunuz? Allah aşkına okumayın. İlkokul talebeleri bile ciddiye almıyor. Şevk yok. Heyecan yok. Proje yok. Hedef yok. Sadece ben! var. Yoksa refüze ederek atarım var. Allah'tan korkun. Böyle milliyetçilik olur mu? Çok yorgun ve bitkin görüntü veriyorsunuz. Hiç bir yere gitmiyor, kürsüye çıkmıyor ve hitap etmiyorsunuz. Babanız yaşındakilere bile elinizi uzatıp öptürüyorsunuz. Böyle liderlik olur mu?