Yankı'nın Son Sayısı >PROF.DR. ORHAN ARSLAN

Gazi Üniversistesi Öğretim Üyesi
Samsun Platformu Başkanı
Yankı Dostluk Platformu Yüksek Onur Kurulu Başkanı
Prof.Dr. Orhan ARSLAN
 
DEVLETİN İMANI ADALETTİR

İnsanın 2 yüzü var; bir yüzü Allaha bakar, diğer yüzü insanlara. Allaha bakan tevhid, insana bakan yüzü adalettir.
Her bir yüze bir kanat dersek, bu iki kanatla uçulur, bu iki kanatla cennete girilir.
İnsandan insana uzanan kanadı kırdıysan, Allah diğer kanadı kırıyor. “Senden bana ulaşan kanat kırıktır”, diyor. İmanın, ahlak ve erdem olarak insanla ilişkilerine yansımıyorsa, sorumluluk almıyorsa; Allah : “Senin bana yönelik yaptıklarının üstünü çizerim’’ diyor. Adalet zulmün karşısındadır, zulüm ise hikmetin zıddı. Zulüm bir şeyi yerinden etmek, Hikmet bir şeyi yerine koymaktır.


ADALET DENGEDİR: VERDİĞİN KADAR ALMAK
Adalet birine hak ettiğini vermektir. Hak etmediğini de vermemektir.
Cezalandırma da hak ettiği kadar; ödüllendirme de…
Kur’an da Allah “El Adl (adil)” ismiyle anılmaz. Yani Allah, kullarına karşı adil değildir. Adil olsaydı, hak ettiğini verecek, hak etmediğinden fazlasını vermeyecekti. Peki, cenneti kim verecek? Cennet hiçbir amelin karşılığı olamayacak kadar büyük bir ödüldür.
Allah adil olmaz. Çünkü zalim olma ihtimali yoktur
Tevhid; mümince duruşun akidedeki karşılığıdır. Adalet; mümince duruşun ameldeki karşılığıdır.
Rabbimiz zatına rahmeti farz kılmıştır. Bize de adaleti yazmıştır.  Allah bizden kesintisiz adalet bekler. Kendisi de rahmetini kesintisiz yollar. 
Her eşitlikte adalet yoktur.  Mesela elinde ot var, ikiye böldün. Yarısını ata yarısını ite verdin. Ata da ite de adil davrandın. Bu adalet değildir.

HİKMET İSABETLİ DAVRANMAKTIR. HÂKİM DE İSABETLİ KARAR VEREN

Adalet hikmetli olmaktır; yani hükmünde tam isabetli olmak. Her hikmet de adaletlidir. 
Allah bir şeyi emretti mi, tam isabetlidir. Tersten bakarsak, bir şeyi yasakladı mı, yine tam isabetlidir. Allah El Hâkim’dir; yaptığında tam isabetli yapar. Görüşünde tam isabetli olan, attığını hep 12’den vurandır. Bu sadece Allah’tır. Başka hiç kimse attığını 12’den vuramaz.
Adalete gelince; bizi mümkün olduğunca uymamız gerekendir. Her zaman tam adil olamayız. Bunun için kullara izafe edilmiştir. Hikmet ise Allah’a izafe edilmiştir.
Adaletle algılanan şey, eşitlikle algılanır. Ancak her eşit olan adil olmuyor. Oran adaletiyle, fırsat adaleti aynı değildir.
 
YERYÜZÜNDE TEK KALSANIZ ADALETE İHTİYACINIZ OLACAK

Her türlü bağımlılık; akla ve iradeye adaletsizliktir, zulümdür.
Batıla, yalana pirim veren herkes önce kendi aklına zulmeder.
Tevhid en büyük adalettir. Şirk en büyük zulümdür. Tevhid en büyük hikmettir, şirk cevr’dir. Şirk; Allah’a ait bir sıfatı, bir niteliği Allah’tan alıp bir başkasına vermektir, yakıştırmaktır. O başka birini aziz, veli, evliye olmuş.
Kuran bilgi sistemi insana özeldir. Bundan kopuş anormalliktir. İnsanoğluna verilecek her şey, insanoğlunun içine Allah tarafından tohum olarak ekilmiştir. Fıtrattır, budur. İnsanın vicdanında, fıtratında doğrular kayıtlıdır. Hiçbir vahiy gelmese de, insanın vicdanı verilmiş bir vahiydir.
Akıl insanın içindeki Peygamber, vicdan insan içindeki Allah’ın sesidir. Allah Rauf esmasıyla insana tecelli etmiştir.

İNSAN HER ŞEYİN ÖLÇÜSÜDÜR

Hangi insan; doğulu mu batılı mı? O, insan derken kendi kültürünü kendini söylüyor. İnsan, her yerde insandır.
Tüm adaletsizlikler emeğin üstünü çizer. Emeği görmeyen her tavır adaletsizliktir. Bugün şefaat anlayışının içinde kocaman bir zulüm vardır. Çünkü emeğin üstünü çiziyor. Öbürü, bir ömür boyu Allah’a kul olmak için varlığını harcayacaktır, bizimkisi şeyhinin cübbesinde geçerek sırat köprüsünden geçecektir. Böyle emeksiz bir piyango için Allahtan korkar insan.
Zulmettiğin kadar refah içindesin. Senin fazla tükettiğin her şey birinin boğazından aldığın şeydir. Senin israf ettiğin öbürünün hakkıdır.
Düşünün şimdi yeryüzü milli hasılasının 80’ini yeryüzü nüfusunun 20’si yiyor; 20’sini de yeryüzü nüfusunun 80’i. Yetersiz beslenmekten ölen insan çocuk sayısı dokuz milyon. Kirli sudan dolayı her yıl ölen insan sayısı üç milyon. Temiz su ile ölmemesi için yapılacak yatırım 7 milyar Dolar. Sadece Avrupa’da köpek maması için harcanan para yıllık 18 milyar Dolar..

DEVLETİN İMANI ADALETTİR

Adalet yoksa devlet olmasın. Adalet yoksa devlete gerek yoktur. Eğer adil olmayacaksa devlet devdir, beni yiyecektir.  
Din devletin şartı değildir ama adalet devletin şartıdır. Devlet küfürle değil zulümle yıkılır. Adalet dinden daha temel bir kavramdır.
Adalet her türlü ayrıcalığı ortadan kaldırır.
Adalet merhamet ilişkisi hiç gözden kaçmamalıdır.
Eğer hukuku uygulayacak makamda iseniz, hukuktan, hukukun kurallarından vazgeçme hakkınız yok. O zaman zulüm yapmış olursunuz.

EMANETİ EHLİNE VERİN

Bu ayet 3 emri içerir.
Ey emanet dağıtanlar emaneti ehline verin.
Ey emanete ehil olmayanlar emaneti almaktan geri durun
Ey emanete ehil olanlar emaneti almaktan kaçmayın,
Emaneti ehline vermesi konusunda Peygamberimiz çok hassastı. Kâbe’nin anahtarını taşımak Araplarda bir şereftir. Mekke fethedilip putlardan temizlendiğinde, Kâbe’nin anahtarını yine eski sahibi olan Osman bin Talha’ya; buna siz ehilsiniz diyerek.  Kâbe anahtarı, hala bugün aynı aile de bulunmaya devam etmektedir.
Emanet ehline gitmediğinde sosyal kıyamet kopmuş demektir. 
Bir kavme olan kininiz sizi asla adaletsizliğe sürüklememelidir. 
Kızdığınız insana karşı adil. İnsanın adaleti kızdığında belli olur, sevdiğinize zaten adil olursunuz.

ADALET TEMKİNDİR

İnsanlar hakkında hüküm veriyorsunuz. Bunu dilinize de döküyorsunuz. Dilinize döktüğünüz her hüküm ya adildir ya zalimdir. Ya cevr ediyorsunuz ya adl ediyorsunuz.
Bilmediğiniz bir şeye ben bunu biliyorum dediğiniz zaman, o şey için adaletsizlik yapıyorsunuz demektir. Eğer adil olsaydınız temkinli olurdunuz. Bilmiyorum diyebilirdiniz. O yüzden adil olmak her hususta her halinizde geçerlidir. Rabbinizle ilişkinizde bile geçerli.
Duygunuz ve düşünceniz arasında da adalet vardır. İkisi arasında bir denge kurunuz.

ADALET VE TECRÜBE

Devletin temeli adalettir. Adaletin tecellisi ise, bilgi ve tecrübeye dayanır.  Gelişmiş ülkeler, bürokratlarının bir ömür boyu tecrübelerinden yararlanmaya devam etmektedirler.
Türkiye’de üniversitelerde, öğretim üyelerinin emeklilik yaşı 67’dir. Taşrada bulunan 41 Üniversitede 67 yaşına gelen deneyimli öğretim üyelerine,  5+3=8 yıl daha, 75 yaşına kadar görev ve  hizmet imkânı sağlanmaktadır.
Ülkemizde hâkim ve savcıların emeklilik yaşı 65’te dolmaktadır. AİHM’de görev yapan Yargıçların emeklilik yaşı ise 70’tir. Hal böyle iken, Türkiye’de özellikle deneyimli hâkim ve savcılara en çok ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, onları mesleklerinin zirvesinde emekliye ayırmak sağlıklı bir karar olarak görülmemektedir.

YETKİLİLERİN İKNASI

Yargı camiası üyeleri birlik olarak, deneyimli hâkim ve savcıların aynen üniversite öğretim üyelerinde olduğu gibi, 65+5+5 olarak 75 yaşına kadar görev yapmaları hususunda yetkilileri uyarmaları uygun bir yol olarak görülmektedir.
Taşrada görev yapan 67+5+3 yaşındaki hukukçu öğretim elemanlarından da bu konuda destek alınabilir. 
Açık toplumlarda fikir ve kanaatlerini söylemek, demokrasinin bir gereğidir.
Kamuoyu ve halkın tecrübeli, bilgili, yargı mensuplarına ihtiyacı var. Yetkililerin bu konuya çok acil olarak eğilmesini zaruri görüyorum.

CEZALARIN CAYDIRICILIĞI

Ülkemizde 11 Şubat 2015te Özgecan isimli üniversite öğrencisi bir kızımız, güvenerek bindiği minibüsün şoförü ve iki yardımcısı tarafından tecavüze uğradı, elleri ayakları kesildi ve yakılarak işkenceyle öldürüldü. Biz de onlara hapis cezası verdik.
Norveç’te 22 Temmuz 2011’de düzenlediği saldırılarda 77 kişiyi katleden ers Behring Breivik isimli sapık, muhakemesi esnasında zafer işaretleri yaptı, tahliye olduğunda öldürmeye devam edeceğini söyledi. Sizin Avrupa Birliği hukukunuz, bu sapığa 21 yıl ceza verdi. Bu ceza değil, cinayete teşviktir.
Şu açıktır ki; toplum dışı gayri insani yaratıklar, öldürmeye devam ediyorlar. Biz, hepimiz insanımızı ve Özgecanları koruyamıyoruz Aile iç şiddetten de kadınlarımızı koruyamıyoruz.
Sebep: Cezalar suç ile eşdeğer değil. Kısas özelliği taşımıyor.  
Kısas; suça denk ve adil karşılık demektir; suçu kasten kimler işlemişse onlara uygulanır.
Ne Avrupa Birliği ve ne de biz TC olarak, bu cezalar ile insanımızı koruyamıyoruz. Bu konuda maalesef acz içerisindeyiz. Zavallı bir güçsüzlükle boğuluyoruz.
Kısas ceza değildir, adalettir, rahmettir. Koruyucu ve caydırıcı bir kalkandır.
 
 
 
 






Parlametre
Serbest Kürsü

Anket

Türkiye'nin Dış Politikasını Olumlu Seyirde Güçlendirecek Ana Unsur Nedir ?
Yankı Dostluk Platformu
  • Facebook'ta Yankı Dergisi
  • Twitter'da Yankı Dergisi
  • Youtube'ta Yankı Dergisi